bugün

entry'ler (431)

hülya avşar

hesabım var klibini piyasadan toplatmak gibi bir girişimde bulunduğu için sevmek istemediğim kadın. lakin şarap gibin, viski gibin bişe; aşık olmamak elde değil.

karnı acıktığı halde yemek yemeyi erteleyen insan

ilk önce bir huzursuzluk hasıl olur bünyeye, ota boka sinirlenme ile açıklanabilecek bir irritabilite hali. aklı varsa tam da bu anda yemek yer, yemedi mi? müzmin bir baş ağrısı gark olur, eller de titrer belki inceden. o sırada yedi mi yedi, yemedi mi? O vakit boku yedi. Azıcık uzanayım başım döndü dediği an o andır çünkü. Kısır döngü başlamıştır artık.

Sonuç mu? ilk başta üşenmeyip de yiyebileceği o güzelim sıcacık yemek, yerini o mendebur abur cuburlara bırakır. Ne yediğinden bir şey anlar, ne de adamakıllı doyar.

xavi hernandez

Onun kadar faydalısı gelmedi, zor gelir. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır misali; messi, villa, pedro vs... Hepsinin arkasındaki beyin.

türk doktorlarındaki göt kalkıklığı

herhangi bir devlet dairesinde çalışan lise mezunu memurun sana bana it gibi davranmasıyla karşılaştırıyorum da; o götünü kaldırmışken ağzıma sıçsa yeridir.

edit: amacım o memuru kötülemekten ziyade; o memura ''eyvallah abi'' diyen sana vicdan muhabesebesi yaptırmak.

tırnak yemek

psikiyatri'de dürtü kontrol bozukluğu başlığı altında incelenen alışkanlık.

tedavisi nedir diye sormayınız, bir psikiyatriste başvurunuz.

ağla gözüm

metin ışık abimizin 2-3 hit parçasından biri.

baştan söylemek gerek, ömrü billah pavyona gitmemiş adam bu şarkıyı dinlemesin demiyorum; dinlesin fakat ''bu ne sikim parça lan'' yorumu yapmasın. ankara küçükesat pavyonlarında bi büyük rakıyı devireyazmışken metin aga bu şarkıyı diline dolarsa anlarsın nasıl bir garip damar şarkı olduğunu.

vicdanlı edit: ayık kafayla tövbe billah dinlemem, amacım pavyon sarhoşu empatisi yaratmak.

cinsel içerikli başlık

japonya'daki deprem felaketinden sonra tüm dünyanın nükleer başlık konuştuğu bugünlerde, hala cinsel içerikli başlık konusu açmak gündemi hiç bir zaman yakalayamamaktır, manşetlerden her daim uzak yaşamaktır, globalleşen götlerin kot pantolon içindeki salınımına hayran olmaktır, küreselleşen göğüslerden gözünü bir türlü alamamaktır...

batuhan piatti zeynioğlu

soyadından anlaşılacağı üzere bir ayağı italya'da olan, annesi italyan aşçı. master chef yarışmasının jüri üyelerinden.

sous chef midir, executive chef midir bilinmez lakin bu ülkede yaşıyorsan aşçısın arkadaş, en iyi ihtimalle aşçıbaşı. küçümsediğimden mi? elbette hayır, lakin senin yarışmacılara böyle kıdemli albay misali takılmana tav oluyorum bilader. senin bu yaptığını alay komutanı yapmıyor kışlada. altı üstü güzel yemek yaptığını iddia eden insanların yeteneklerini değerlendiriyorsun; ne o bağırıp çağırmalar, ite bakar gibi bakış atmalar... biri bana böyle davransın vallahi çift taban dalarım şakam yok.

son olarak, o giydiğin pantolonların renkleri orjinal mi yoksa beyazlarla lilaları aynı makinede yıkıyorsun da mı o hale geliyor akraba?

95 doğumlu kızla çıkan 85 doğumlu erkek

2011 yılı için konuşmak gerekirse cinsel ilişkiden uzak durması gereken erkektir. 16 yaşındaki kızla mazallah adamın götünden kan alırlar.

tekbir getirip kafa kesen insan

geçen haftalarda bunlardan 4 tanesi hapishaneden salınmıştır.

3 gün içinde vermezsen araba veririm diyen erkek

kız arkadaşı kendisine 3 gün içinde vermezse, arap ırkından birine kendi götünü verme blöfü yapan şaşkaloz erkektir.

ovi mağaza

bugün itibariyle türkiye'de de ücretli içerik satmaya başlayan mağaza.

bu iyi bir haber. afedersin götüm gibi uygulamalarla doluydu, en azından kaliteli uygulama, oyun vs.. gelir artık.

şener şen ile kemal sunal ın beraber oynadığı film

hababam sınıfını kategorizasyon dışına alarak;

(bkz: davaro)

yeni silah yasası

zaytung tarafınca çok iğneli ve zeka dolu bir göndermeye konu olan yasa. şöyle ki;

yaşı tutmadığı gerekçesiyle bakkaldan alkol satın alamayan ruhsatlı silah sahibi 19 yaşındaki genç, bakkal sahibini vurdu...

deniz gezmiş in ahmet e el verme sahnesi

(bkz: bugün elini veren yarın götünü verir)

apolitik edit: ne politik yazarlarsınız yahu. çağrışım mahiyetindeki entrylere bile siyasi anlamlar yükleyebiliyorsunuz. yapıştırın eksileri klavye che'leri.

öyle bir geçer zaman ki

sürekli takipçisi olmamakla beraber dünkü bölümün son sahnesinde mantığıma ters gelen bir mevzu var. bir şeyleri kaçırmışsam affola.

şimdi bu cemile hanım eyvallah kötü bir pozisyonda yakalandı, gururu incindi vesaire lakin ali kaptan'ın vermediği nafaka yüzünden parasız kalıp bu hallere düşmedi mi? gayet de haklı ve mantıklı bir şekilde ali kaptan'a yüklenilmesi gerekmez mi ''kadını ne hallere düşürdün bre gavur'' diyerekten?

nafaka vermiş olsa bile 3 çocuğa bakan bir hatunun parasız kalması, çalışması gayet doğal bir hareket değil mi? tamamdır gururlu kadındır eyvallah ama bu konuda senaristlerle bir fikir ayrılığımız var sanırım, namusuyla çalışmanın ayıbı olmaz.

arkadaş ile dost arasındaki farklar

karşılıklı beklentilerden kendini arındırabilmiş arkadaşlığa dostluk denir.

beklenti olmazsa hayal kırıklığı olmaz; ki zaten dost dediğin herhangi bir beklentiye mahal vermez seni kendinden biri olarak gördüğü için. kötü gününde ister istemez yanında olur; ''bir şeye ihtiyacın olursa ara'' tarzı laflar yoktur dostlukta. karşı taraf da bunu beklemez zaten, eğer aramadıysa ''geçerli bir nedeni vardır, yarın arar'' diyebilir kendisine.

bu yüzdendir ki sağlam dostluklar her zaman karşı cinsle olan ilişkilerden önce gelir. ama dost senin karşı cinsle olan ilişkilerinde kendini kaprissizce geri plana atmasını da bilir.

velhasıl kelam, dostluk => yapmacık hareketlerin ayrıştırıldığı arkadaşlık.

burcu esmersoy iticiliği

eğer öyle bir görev/meslek varsa ben talibim.

nokia e72

klişelerin adamı değilim lakin evet; bu entry başlığa konu olan pda tarafından yazılmakta. bir pda aldıktan sonra onun hakkında entry girmeyeni dövüyorlarmış diye duydum da.

Şimdilik söyleyebileceklerim şundan ibaret; parasının hakkını çatır çatır veren telefon. Ne alacağını bilen bir müşteriysen eğer, daha fazlasını da bulursun sakın şaşırma.

denizde koşarken kestane sikene karbonat

(bkz: bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum)